Beklen Skor
   
 

Kanaya pusuda...

           Fenerbahçe yol kat etmeye çalışıyor. Bunu yaparken de oldukça temkinli. Deyim yerindeyse ince ‘eleyip’ sık ‘dokuyor’. Uygulamanın şu andaki boyutu,  her defasında tuttuğuna da,  tutmadığına da bin  pişmanlık yaşatan  sarı-lacivertli taraftarı içinde bulunduğu sıkıntıdan kurtarılması!

          Geçmişle gelecek arasında iyi bağ kurmak bizzat olayların içerisinde yer alıp, birinci derecede muhatap konumunda olmak, kişinin algılama ve  doğru yorum gücünü artırır. Bu ifadelerin muhatapları var ve onlar tartışmanın  bir başka boyutundalar. Biri var ki, tüm ‘beklentiler’ ona endekslenmiş durumda. Fenerbahçe’nin başarı veya başarısızlığında, Aziz Yıldırım’dan sonra ikinci adam konumunda ki kişi. Diğer açıklaması ile takımda iki buçuk yıl süre antrenörlük görevi üstlenmiş,  bugün ise teknik konuda tam yetki konumunda;  Oğuz Çetin. Çetin ne yaptı, geçmişte yaşanan hataları ortadan kaldırılması adına, değişim sürecinin işlemesine öncülük yaptı.

Fenerbahçe için nasıl bir gelecek beklediği sorusu düne kadar sorulduğunda, yıllardır değişmeyen bir anlayış vardı; transferde ‘bomba’, mücadelesinde tutukluk yapan ‘tabanca’. Aksaklıklar bugüne kadar hep, yukarıda tanımını yaptığımız ikinci kişiler üzerine kurulurdu. Hiddink’den Parreira’ya kadar kimler gelip geçmedi ki. Daha ilginci bu isimler başarıları ile dünya listelerinde ilk sırayı paylaşıyorlar. Buradan önemli bir ders çıkarılması gerek; sarı-lacivertli takıma teknik adam olmak ayrı bir ‘onur’, o onuru ‘gurura’ çevirmek ise apayrı bir anlayış ve hüner ister...

Gerçekler ışığında, hareket  edildiğinde tespiti yapılmış noktaya ulaşmakta o kadar zor olmayacak. Fenerbahçe camiasında bu görüşün hayata geçirilmesi noktasında kısa süre içerisinde oldukça hareketli bir süreç yaşandı. Doğrulara ulaşmak adına bilime sarılmak tercih sebebi oldu. Takımı artık, konusunda ‘uzman’ kişiler yönlendiriyor. Performans hekiminden  fizyoterapistine, mentolünden maç analizcisine kadar, hassas noktalarda bir çok isim görev alıyor. Onların en önemli vazifesi, eldeki isimleri sahadaki mücadeleye hazır hale getirmek.

İşte o mücadelenin derecesi, bugün  Werder Bremen karşılaşmasında bir nebze de olsa ortaya çıkmaya yetecek. Gözler yeni transfer Beschastnykh’ın üzerinde olacak. Ortaya koyacağı performansı,  ‘Ruslardan golcü olmaz’ tezinin de bir nevi su yüzüne çıkmasını sağlayacak. Belki bir maçta bunu kestirmek zor ama, bulunduğu mevki bakımından tüm dikkatler onun üzerinde olacak. Çıktığı her maçtan sonra eleştiri oklarına maruz kalan Washington’un mirasına konabilecek mi sorusuna da net olmamakla birlikte önemli ipuçları verecek...

          Forvet ve savunma tamam da ya orta saha. İşte burada biraz değil tam düşünülmesi gerek. Belki tek kulvarda yola devam edilecek, maç yoğunluğu fazla yaşanmayacak, fakat ne lig eski lig ne de takımlar. Hepside istim üzerinde. Transferde yolunu kapamadığı oyuncuların fiyatlarına biçtikleri el yakan fiyatlar bunun birer göstergesi. Öyle ise, güçlü olmak gerekir. Tek taraflı güçte, hedefler adına yeterli olmuyor. Belki mutfakta servis yapacak iyi bir ekipman olabilir. Eğer sizin elinizde malzeme yoksa ise servis tabaklarının süslenmesi ve damak tadı şansı da yok denecek kadar az demektir. Oğuz Çetin’i tam yetkili kılmak ve kendilerini ikinci plana atan yönetim, bu aşamada ne kadar doğru hareket etti ise aynı hassasiyeti ülkemizde mevcut Okan gibi Kemal gibi yıldızları takıma kazandırmakla perçinleştirmeli... 11.01.2003

 

 

 

Murat BAŞGÜL 

Geri  

 Yazarımızın Diğer Yazıları

İçimizdeki değerler 04.01.2003

Ne de olsa Fener! 06.12.2002                  Lorant'ın kimliği  10.12.2002

Sorumluluk bilinci 04.11.2002            Geriye kalan tablo 14.11.2002 

  Bordo Mavi gerçeği  24.10.2002          Kanarya'dan haber var 01.11.2002

Farklı bir maç 14.10.2002                      Trabzon gerçeği 17.10.2002

Şaşırdık doğrusu 4.10.2002                     İbre bizden yana 10.10.2002

N e farkları vardı  23.9.2002                     Fenerde sıkıntı 27.9.2002

Trabzonlunun düşü 15.9.2002                  İşte Galatasaray    19.9.2002

Trabzon klasiği 29.8.2002                     Ka-za-na-ca-ğız 07.9.2002

Beşiktaşlı uyan 23.8.2002                               Haydi Fener         27.8.2002

Kartal kazanmak zorunda 17.8.2002                  Fenerbahçe ve Beşiktaş 19.8.2002

Artık Beraberiz "02.6.2002"

Daha çok konuşulacak "8.7.2002"  

Milli Heyecan      "04.6.2002"

Kalitenin Dozajı 10/7/2002

Hayal değil gerçek "12.6.2002"

Madalyonun Öteki Yüzü 13/7/2002

Alıştık Artık "17.6.2002"

 Basketbol deyip geçmeyin15/7/2002

Şimdi Sevinme Zamanı "18.6.2002"

Düşünce Tacirlerine 17/7/2002

Emeğe Saygı "22.6.2002

Lig heyecanı 25/7/2002

Niçin hazmedemiyorlar "24.6.2002"

Trabzon mazisini arıyor  30/7/2002

Bu kez farklı "25.6.2002"

 Ciddiyetten uzak Beşiktaş 03/8/2002
Neden olmasın "26.6.2002" Süper bir Lig 7/8/2002
Mecbursunuz "29.6.2002" Çıkarlar uğruna  10/8/2002

Anlayana "03.7.2002"

Lig başladı  12/8/2002
 

 

Kendi kaleminden 

Murat BAŞGÜL   

 

1960 yılında Bayburt’ta doğdum. İlk, Orta ve Lise tahsilimi Bayburt’ta tamamladım. Yaşantıma sporun birçok branşını sığdırdım. Öğrencilik yıllarında basketbol oynadım. 5 branşta hakemlik yaptım. Geçmiş dönemlerde değişik gazetelerde fahri görevlerde bulundum.

Bilgi birikimimi ve tecrübemi bu sayfaya taşımaya karar verdiğimde, sizlerle birlikte olmanın mutluluk ve heyecanı,  bilgi birikiminin siz değerli okuyucularımızla paylaşmanın sorumluluk duygusuna kapıldım.

Yaşamım içinde bir çok branşta aktif ve fahri görev aldığım için, yazılarımın içeriğini  belirlerken gündemdeki yer eden haberlere  ağırlık vereceğinizi bilmenizi istiyorum.

Tek hedefim, spor adına gelişen tüm olaylarda sizlerin haberdar olmasını sağlamak. Kendi görüşlerimi de aktaracağım yazılarımda, yönlendiren ve karar veren merci konumunda değil  bilgilendiren durumunda olmaya gayret göstereceğim.

Sizlerle birlikte nice birlikteliklere....

 

 

© 2002 Beklenen Skor