Alıştık artık!

Dünya Kupası serüveni devam ediyor. Bizde bu sürecin bir parçasıyız. Brezilya, Kosta Rika, Çin derken şimdiki rakibimiz Japonya.

Kazanmak istiyoruz, kaybetmek en kötü ihtimal. Yarım asır sonra yakalanan şansı iyi değerlendirmek en büyük hayaldi, bugün ise gerçeklerle iç içeyiz. Bu şansı yakalamak kolay olmadı. İşleyen süreçle birlikte önce yabancı olduklarımıza yakınlaşmakla kalmadık,  bu birlikteliği alışkanlık haline getirdik.

Alıştık artık! Yaptıklarımızı iyi etüt ederek, yapmamız gerekeni. Sergilenen futbol ve üst üste alınan puanlarla, başarıya nasıl  ulaşılabildiğinin inceliğini. Sahadaki yeteneklerin, oyun anlayışı ile bütünleşmesi sonucu  başarının kaçınılmaz olacağına.

Alıştık artık! Hakemler üzerinde dedikodu üretme hastalığının ne kadar yersiz olacağına. Bu tartışmalar,  Japonlarda bundan üzerine düşen payı alırcasına büyüdü. Karşılaşmayı yöneten isim dört kez yılın hakemi seçilen  İtalyan hakem Collina olsa da,  yaklaşımları oldukça ilginç; bu maça Avrupalı hakem verilir mi! Bu durumu garipsememek gerekir, aynı yanılgıya bizde  düşmedik.

Alıştık artık! Bu ülkede doğruların her zaman yanlışların göldesin de bırakılmak istenildiğini. Bunun sonucu olarak, kimlerin nasıl geri adım attığını. Bu hususta önce Medya sınavını verdi. Eleştiri dozajını acımasızca kullanan ve hatta Milli Takım için  kalemlerini kırma noktasına gelenlerin,  90 dakika sonucunda nasıl çark ettiklerine şahit olduk.

Çeyrek finale uzanmak ve  Senagal’in rakibi olabilmek için zorlu bir sınava çıkıyoruz. Turun eleminasyon sistemine göre oynanması, hata oranını ortadan kaldırıyor. Yolumuza devam etmek için bazı gerekli kriterleri yerine getirilmesi kaçınılmaz. Rakip, çabuk ve tempolu oyunuyla Dünya Kupası maçların  damgasını vurmuş bir isim. Eforlarını 90 dakikaya yayabilmeleri, oynadıkları maçların pozisyon zenginliğine neden oluyor. Kaybedilen her topta kazanmak için verdikleri hırs, hanelerine yazılan artıları. Orta saha oyuncuları Hiroaki Morshimo, Junishi İnamoto ve forvette Hidetoshi Nakata Japonların en etkili isimleri.

Peki bizde neler var? Eldeki mevcut kadroyu grup maçlarında gözlemledik. Belki bugün Emreler olmayacak ama onların yerini alacak ve başarılı olacağına inandığımız Ergün gibi isimler var. Beklentilerimizin odaklaştığı diğer bir isim Hakan Şükür. Ondan bugün  patlama beliyoruz. Diğer maçlara yansıyan pozitif hareketleri bugün devam ederse, bu kez golleri attıran değil atan konumuna bürünür.

Ani gelişen ataklarda belki sıkıntı yaşayabiliriz. Bunu önüne geçmek için, rakibe alan markajı uygulamamız gerekmektedir.  Topu ne kadar ayağımızda saklar, aynı başarıyı pas yüzdesine yansıtırsak, beklediğimiz, özlemini çektiğimiz  zafere uzanmamamız imkânsız değil...

Murat BAŞGÜL 

Geri  

Kendi kaleminden 

Murat BAŞGÜL 

1960 yılında Bayburt’ta doğdum. İlk, Orta ve Lise tahsilimi Bayburt’ta tamamladım. Yaşantıma sporun birçok branşını sığdırdım. Öğrencilik yıllarında basketbol oynadım. 5 branşta hakemlik yaptım. Geçmiş dönemlerde değişik gazetelerde fahri görevlerde bulundum.

Bilgi birikimimi ve tecrübemi bu sayfaya taşımaya karar verdiğimde, sizlerle birlikte olmanın mutluluk ve heyecanı,  bilgi birikiminin siz değerli okuyucularımızla paylaşmanın sorumluluk duygusuna kapıldım.

Yaşamım içinde bir çok branşta aktif ve fahri görev aldığım için, yazılarımın içeriğini  belirlerken gündemdeki yer eden haberlere  ağırlık vereceğinizi bilmenizi istiyorum.

Tek hedefim, spor adına gelişen tüm olaylarda sizlerin haberdar olmasını sağlamak. Kendi görüşlerimi de aktaracağım yazılarımda, yönlendiren ve karar veren merci konumunda değil  bilgilendiren durumunda olmaya gayret göstereceğim.

Sizlerle birlikte nice birlikteliklere....