Ka-za-na-ca-ğız!

Bugün, Türk futbolu için yeni bir sayfa açılıyor; Avrupa Kupa finalleri.

            Bu maçın teknik boyutuna değinmeden önce, hafta boyunca gündem oluşturulmaya çalışılan İlhan Manız-Şenol Güneş-Hakan Şükür üçgeninde cereyan eden gelişmelere kısaca göz atalım

Ülke futbolunun tarihi bir sınava çıktığı bir dönem öncesi, hangi akla hizmet amacıyla Şenol Güneş-Hakan Şükür olayını dev aynasına aksettirip, çarpıtarak gündem oluşturmaya çalışılabilir. Bu, bir kısım kalemşörün içinde besledikleri kişisel kavganın devamı olsa gerek. Her zaman bu satırlarda tekrarladığımız ‘bulanık suda, balık avlama’ sözünü bir kez daha hatırlatmak istiyorum. Yaşananların görünmeyen yüzü irdelendiğinde, bu, Dünya Kupasında hesaplarını yarıda bırakanların, ülke menfaatlerini hiçe sayarak, çıkar menfaatlerin bir devamı olan hesaplaşmanın tekrar gündeme taşınmasıdır .Onlar,   vizyon tartışmalarının hat safhaya çıkarıldığı bir dönemde, takım olmanın en güzel örneklerini dev organizasyonlarda sunarak, mükafatını yarım asır sonra Dünya üçüncülüğü elde ederek kapatmıştı. Konu Milli takım olunca, hazımsızlık besleyen zihniyetin rahatsızlığı bir kez daha nüksetti. Ne gariptir ki bu başarıda emeği bulunan kişiler alkışlanacağına, etik değerlerden bir haber buhranlı bir hava estirerek kaos ortamı oluşturulmaya çalışılıyor.

Bugün günlerden cumartesi ve Avrupa Kupası finallerine katılabilmemiz için, ilk sınavımız için Slovakya karşısına çıkıyoruz. Ve teknik direktör Şenol Güneş, her zaman olduğu gibi soğukkanlılığını koruyarak, geçmişi bir kenara bırakıp, geleceğe daha emin bakmak için ‘dersimiz Slovakya’ diye, futbolcusuna, taraftarına, yöneticileriniz ve gazetecilere ortak bir gönderme yapıyor.

Bugün sahaya Dünya markası olarak çıkacağız. Neler yapabileceğinin ilk ciddi sınavını verdiğimiz Gürcistan karşısında ortaya konan futbol neticesinde elde edilen farklı skor, umut vericiydi. Avrupa takımlarında top koşturan bir kadroya sahip Gürcistan karşısında sonuca gitmenin özünde;  rüştünü ispatlamış oyuncular topluluğun sahaya yansıtılan kazanma isteği bulunuyordu. 

Yapılması gereken aynı kararlılığın Slovakya’ya da kabul ettirilmesi. İlhan, Hakan Şükür ve Ergün’den yoksun sahaya çıkacak Millilerde yeni görev sorumluluğu üslenen yıldızlar, Ali Sami Yen’deki gecenin yıldızı olmaya hazır. Orta sahada Nihat, Okan, Yıdıray ve Emre, her zaman oluğu gibi gol bölgesinde Arif ve hemen yanında genç yetenek Serhat takımı neticeye taşıyacak rolleri üstlenecekler. Rakip, yaşadığı son 4-1’lik Çek Cumhuriyeti hezimetinden sonra revizyona uğrayan Kratochvil ve Timko, özel maçta sakatlanan yıldız futbolcusu Nemeth’den yoksun sahaya çıkacak.  Farklı bir kadro yapısına sahip Slovakya karşısında üstünlük kurmamızda en büyük silah, tribünleri dolduracak futbol sever olacak. 

Teknik heyetimiz,  uzun boylu isimlerden oluşan Slovakya defansını yerden sert ortalar ve ayağa yapılacak ara paslarla aşılacağı açıklaması ile tüm imha planlarının hazır olduğunun en net açıklaması idi.. (07.9.2002)

Murat BAŞGÜL 

Geri  

Beşiktaşlı uyan 23.8.2002                              Haydi Fener         27.8.2002

Artık Beraberiz "02.6.2002"

Milli Heyecan      "04.6.2002"

Hayal değil gerçek "12.6.2002"

Alıştık Artık "17.6.2002"

Şimdi Sevinme Zamanı "18.6.2002"

Emeğe Saygı "22.6.2002

Niçin hazmedemiyorlar "24.6.2002"

Bu kez farklı "25.6.2002"

Anlayana "03.7.2002"

Kendi kaleminden 

Murat BAŞGÜL   

1960 yılında Bayburt’ta doğdum. İlk, Orta ve Lise tahsilimi Bayburt’ta tamamladım. Yaşantıma sporun birçok branşını sığdırdım. Öğrencilik yıllarında basketbol oynadım. 5 branşta hakemlik yaptım. Geçmiş dönemlerde değişik gazetelerde fahri görevlerde bulundum.

Bilgi birikimimi ve tecrübemi bu sayfaya taşımaya karar verdiğimde, sizlerle birlikte olmanın mutluluk ve heyecanı,  bilgi birikiminin siz değerli okuyucularımızla paylaşmanın sorumluluk duygusuna kapıldım.

Yaşamım içinde bir çok branşta aktif ve fahri görev aldığım için, yazılarımın içeriğini  belirlerken gündemdeki yer eden haberlere  ağırlık vereceğinizi bilmenizi istiyorum.

Tek hedefim, spor adına gelişen tüm olaylarda sizlerin haberdar olmasını sağlamak. Kendi görüşlerimi de aktaracağım yazılarımda, yönlendiren ve karar veren merci konumunda değil  bilgilendiren durumunda olmaya gayret göstereceğim.

Sizlerle birlikte nice birlikteliklere....