|
Düşünce
tacirlerine!
‘Bugün
seçim olsa, oyunu kimden yana kullanırsınız?’ şeklinde
bir soru karşımıza çıktığında, seçilmeyeni bir
deneyelim gibisinden toptan bir eylem hareketi cevap hanesine
yazılır. Böyle bir karara ulaşmanın nedenleri araştırıldığında,
geçmişte yaşananlardan elde edilecek çıkarım, gelecek
kaygısının yaşanması için somut bir örnek teşkil
edecektir. Her ne kadar adı yeniliğe çıksa da eskimeye yüz
tutmuş icraatların, artık değer kazanmayacağı bir
zamandayız.Yapılması gereken, iflasın neticesinde yeniden
yapılanma gibi bir gaflete soyunmak değil, kaybetmeye yüz
tutmuş saygınlığın, diğer bir deyişle
tanımı güç olan sıfata ermemek için içerisinde
bulunulan süreci noktalamaktır. Başka bir ifadeyle
daha fazla hazin sonun
tanığı olmamak için bırakıp gitmektir. Kaçmakta,
bir erdemlik değil mi? Peki bunu yapacak güç ve cesareti
kim kendinde bulabilir? İşte o zor bir soru. Sorulması
kadar cevaplamakta insanı töhmet altında bırakabilir. Bırakın
bu şekilde yaşamayı, düşünmek bile istenmez Nasıl düşünülebilirdi
ki! Öncelikli sorumluluk isterdi. Bunu da yapacak
erdemlik bugüne kadar ne görüldü, ne
de duyuldu. Sergilenen performans, ortaya çıkan tablo
bunun en açık göstergesi. Şimdiden sonra olacaklarda umut
verici gözükse de, belirsizliği ile sonunun hiçte
beklentilere cevap verileceği bağlamda olduğu aşikardır.
Yukarıda
çizilen tablo, bireyin bizzat içinde yer aldığı, havasını
kokladığı atmosferin dışa yansıması. Herkes bundan,
mutlaka üzerine düşen payı almaktadır. Buna siyasi süreç
ve sporda dahil. Kargaşanın içerisinden sıyrılmaların en
temel olmazsa olmaz prensibi içinde yer alınan rollerin iyi
ayarlanması. Hedeflerin belirlenmesi . Saldırı ve savunma
mekanizmaları istenilen şekilde işletilmeli. Zaman öyle çabuk
ilerliyor ki, bugün söylenenlerin yarına etkisi bir an
meselesi olarak karşımıza çıkmaktadır. Eğer doğruyu
bulma adına yorumlanıp, çözüm bulunup özümseniyor ise
diyecek bir şey yok. Fakat, tersi cereyan ediyor ise, o zaman
çıkış yolu kapanmaktadır. Peki tüm olanlara bulunan
cevabın, düşünce hanemizin neresinde yorumlayabiliyoruz.
Eline
kalem tutuşturulan herkes bir şeyler yazabilir. Kimse
sormaz, niçin yazdığını. Çünkü, ne yazdığından çok
yazması önemlidir. Söylemlerin doğruluk payından
çok, kamuoyu üzerinde etkisi önemlidir. Verilen görev, görevi
üslenen kişi tarafından benimsenmese de, isteklerin yerine
getirilmesi yeterli oluyor.
Tüm
bunlar kime yönelik ve niçin yapılıyor. Geçmişi hafızamızda
şöyle bir yoklarsak akıllara takılan sorular,
cevapsız kalmayacağından eminim. Duyarsız kalınan
Anayasanın 59 ve 60. maddeleri ve son olarak Dünya Kupasında
inancını yaşamak isteyenlere karşı yapılanlar, bunlardan
yalnızca bir kaçı.
Birilerine
endeksli şekle girenlere sormak istiyorum; nerede kaldı
sizin sporunuz, nerede kaldı sizin spor anlayışınız?
Halen anlamakta zorluk çekiyorsanız, birçok kez anlatmaya
hazırız. Tamam mı sayın sahte kalemşor,
düşünmekten aciz sayın sözde düşünce
tacirleri. Halen, birileri adına
yanlışlar karşısında eğilmeye devam mı
edeceksiniz... (17-5-2002)
|
|