Beklen Skor
   
 

  

Anlayana!

   

Tüm dünya Türkiye’nin başarısını konuşuyor. Bu takım hangi kriterleri yerine getirerek Dünya üçüncülüğüne ulaştı? Bu büyük başarıda, en büyük etken  ne idi? Bu tür soruların cevabını bulmak için elin oğlu seferberlik ilan ederken, bizler ne yaptık. Dünü hatırlamayı zahmet bilerek, bugünleri garipsemek gibi bir gaflete düştük.

Kendimizi o kadar  yenilgiye alıştırmışız ki sevinmenin yabancısı olmuşuz. Dikkatinizi çekti ise, sahada görevini yerine getiren oyuncumuzu yapmadığımızı bırakmıyor, rakip karşısında öne geçmeyi ve karşılaşmadan galibiyetle ayrılmayı kendimize lüks sayıyorduk.

Birileri hazmedemese de finallerin her kesiti, anlayana anlamlı mesaj niteliğinde idi. Buda gayet normal. Çünkü değerler ve düşünceler çok farklıydı. Tüm ülke, pür dikkat bu şampiyonaya odaklaşmıştı. İnsanların düşünce yapısı ve yaşam biçimi dahası insanı insan yapan değerlere saldırmakta geç kalmadılar. Ancak kişilik bunalımı yaşayanların yapabilecekleri bu tür karalama çalışmaları, her defasında geri tepti. Çamur atılan oyuncular topluluğu, yazılan zaferin mimarları oldu. Takım olma özelliklerini kaybetmediler. İnandıklarını yaşayıp, yeteneklerini sahaya yansıtarak inanılmazı gerçekleştirdiler.

Düne bakıldığında, futbol adına aydınlığa nasıl adım atıldığı daha iyi anlaşılır.  Eleme maçlarında başlayan haksız eleştiri okları kendisine yöneltilen Şenol Güneş, karalama kampanyası başlatan kartel medyasını veto ettiği zamanda yalnızca, kapatılan o zaman ki  akit gazetesine konuşmuş ve “...yapıcı eleştiriye açığız. Bize inanları mahcup etmeyeceğiz. Halkımızın dualarına ihtiyacımız var....” şeklinde açıklamada, bulunmuştu. Çok geçmedi, Avusturya zaferini yaşadık. Merdivenleri tek tek çıkılırken,  gelişmelerin,  hazırcı  zihniyet tarafından kabullenilmemesi ise gayet normal olsa gerek. Kupa maçları başlamadan, 23 kişilik kadroya giremeyen futbolcular için boy hedefi haline gelen Şenol Güneş, maçlar başladıktan sonra alınan iyi neticeler sonrasında  gündemden düşerek, yerini Hakan Şükür’e bıraktı. Sadece ekrana yansıyanları, köşesine taşımayı maharet sayanlar, yarım asır sonra gelecek başarıyı görememe gafletinden sıyrılamadılar. 2002 Dünya Kupası açılış karşılaşmasında topa sahip olma yüzdesi 70 olan Fransa’nın, yüzde otuzla oynayan rakibi Senegal’e yenilmesi, bu büyük organizasyonda neler yaşanacağına ilk işareti idi. Bunu dahi görememekten aciz kaldılar.

Dünya Kupası Finallerine katılacak Kafilenin 1 Haziran akşamı ülkemizden ayrılıp, 15 Haziran tarihinde geri dönmesi planlanırken, geçilen her  turdan sonra dönüş hazırlığının rötar yaptırılması,  beklentilerin ne kadar ötesine geçildiğine  en bariz örneği .

Yaşananları bir türlü hazmedemeyen zihniyetin, bu saatten sonra yapması gerekenlerini daha önceki yazımızda aktarmıştık.

İşleyen zaman diliminde, sporda yükselen bu başarı çıtasının altındaki gerçekler iyi analiz edilmeli. Olayların başlangıç ve biçiş noktası arasında kat edilen  mesafede, karşılaşılan güçlükler ve çözüm için üretilen formüller,  bilimin öncülüğünde sosyal ve ekonomik alana da  uyarlanması, ülke menfaatleri için büyük önem  taşımaktadır. Bunun derecesini, maçların bitiş düdüğüyle birlikte hayatın gerçekleriyle yüz yüze geldiğimizde daha iyi  anlamışızdır sanırım. 03/7/2002

 

   

 

Murat BAŞGÜL 

Geri  

    
Yazarımızın Diğer Yazıları
     

Artık Beraberiz "02.6.2002"

 

Milli Heyecan      "04.6.2002"

Hayal değil gerçek "12.6.2002"

Alıştık Artık "17.6.2002"

Şimdi Sevinme Zamanı "18.6.2002"

Emeğe Saygı "22.6.2002

Niçin hazmedemiyorlar "24.6.2002"

Bu kez farklı "25.6.2002"

Neden olmasın "26.6.2002"

Mecbursunuz "29.6.2002"

 

 

Kendi kaleminden 

Murat BAŞGÜL   

 

1960 yılında Bayburt’ta doğdum. İlk, Orta ve Lise tahsilimi Bayburt’ta tamamladım. Yaşantıma sporun birçok branşını sığdırdım. Öğrencilik yıllarında basketbol oynadım. 5 branşta hakemlik yaptım. Geçmiş dönemlerde değişik gazetelerde fahri görevlerde bulundum.

Bilgi birikimimi ve tecrübemi bu sayfaya taşımaya karar verdiğimde, sizlerle birlikte olmanın mutluluk ve heyecanı,  bilgi birikiminin siz değerli okuyucularımızla paylaşmanın sorumluluk duygusuna kapıldım.

Yaşamım içinde bir çok branşta aktif ve fahri görev aldığım için, yazılarımın içeriğini  belirlerken gündemdeki yer eden haberlere  ağırlık vereceğinizi bilmenizi istiyorum.

Tek hedefim, spor adına gelişen tüm olaylarda sizlerin haberdar olmasını sağlamak. Kendi görüşlerimi de aktaracağım yazılarımda, yönlendiren ve karar veren merci konumunda değil  bilgilendiren durumunda olmaya gayret göstereceğim.

Sizlerle birlikte nice birlikteliklere....

 

 

   Spor Kitaplığı   Rehberlik   Organizasyonlar   Okullar ve Spor  
  Belediyeler ve Spor   Konuğumuzsunuz   Skor Ailesi  
© 2002 Beklenen Skor