|
Şimdi
sevinme zamanı!
Kazanmanın
ne anlama geldiğine yabancı kaldığımızdan, ne zaman
sevinip-üzüleceğimizi bilmemek gibi duruma düştük. Buda
gayet normal! Çünkü, doğru zamanda doğru iş yapmayı hep
başkalarından bekledik. Böyle olunca da başarıyı
kendimiz için garipsedik.
Bugün
süreç farklı işliyor. Bu rolü üslenen isim A Milli Takım.
Japonya karşısında alınan anlamlı galibiyet,
bugüne kadar göz ardı edilen gerçekleri gözler önüne
serdi; İnanan insanın neler yapacağını ve kendi insanımıza
güvenmek zorunda olmamız gerektiğini. Artık başkalarının
başarılarını değil, kendi zaferlerimizi alkışlamayı öğrenmeliyiz.
Zaferler kolay kazanılmıyor. Kafamızda kalıplaşmış düşüncelerden
arınmalı, Japonya galibiyetini coşkuya dönüştürmeliyiz.
Yaş
ortalaması 24 olan ve Dünya Kupasına katılan 32 takım
arasında en genç ekibi karşısında galibiyete ulaşmak
kolay olamadı. Kenar yönetimin oyuna müdahalesi ve
oyuncularımızın görevlerini eksiksiz tamamlaması çeyrek
finali getirdi.
Daha
önceki yazılarımızda da kaleme almıştık. Milli takım,
geride kalan her maçta oyuna daha iyi adapta oluyor,
yetenekleri sergileme fırsatı bulma şansına sahip
oluyordu. Kontrollü başlanan maç, her dakika arzuladığımız
görüntüye bürünüyordu. Fatih, Alpay, Bülent ve Hakan Ünsal’dan
oluşan geri dörtlümüz alan savunmasını eksiksiz yerine
getirmesi, rakibin derinlemesine ve duvar pası yapmalarını
engelledi. Onların, oyunu kanatlara yayıp ceza yayına yapılan
uzun toplarla etkili olama düşüncesi, hava hakimiyeti iyi
olan savunmamız yerinde müdahalelerinde eriyip gitti.
Ataklarımızın başlatma görevini Tugay üslenmişti. İyi
bir zamanlamayla, olumlu kullandığı toplar, ataklarımızın
zamanında yön bulmasına neden oldu. Ümit ve Ergün, kanat
organizasyonu eksiksiz yerine getirirken, özellikle Ergün’ün
yaptığı pres, rakip oyuncularının rahat top yapma
becerisini ortadan kaldırdı. Maçın ilerleyen bölümünde
ağırlığını hissettirmeye çalışan Hasan ve sahada
basmadık yer bırakmayan Hakan Şükür, ayakta alkışlanan
isimler oldu.
Japonlara
gelince. Geçmişte kendimize verdiğimiz ‘gücümüz bu
kadar’ şeklindeki avuntu gibi Kupaya veda ettiler. Tur için
ellerinden geleni yaptılar. Çok koştular, pres yaptılar
fakat tecrübe tüm bu becerileri gölgede bıraktı. Ay-yıldızlı
ekibimizin topa daha çok sahip olması ve kullanmadaki
becerisi, Japonların top kullanmada ki beceriksizliğiyle
birleşince maç ve tur Millilerimizin oldu. Ev sahibi olarak
onlar,
bugünden sonra maçlarda yoklar, fakat
oyuncusundan-taraftarına kadar 90 dakika boyunca
centilmenlikten ödün vermemeleri sanılım uzun süre
unutulmayacak.
Evet
. Anlamlı bir galibiyetin altına imzamızı attık ve çeyrek
finale uzandık. Bu karşılaşma bir çok anlamlı mesajın
verilmesine vesile kıldı. Artık, neler yaptığımız kadar
kendimize güvendiğimiz takdirde neler yapabileceğimize de
bizzat şahitlik yaptık. İçinde bulunduğumuz süreç içerisinde
dahi olsa bırakalım art düşünceleri bir kenara bir kez
daha tekrarlayalım; şimdi sevinme, bugünleri bizlere yaşatan
oyucularımızla, bu sevinci paylaşma zamanı...
|
|