Trabzon
mazisini arıyor
Hasta
için, bulunduğu durumdan sıyrılmanın, dahası hastalığın
belirtilerini taşıyan buhranlı halden kurtulmanın
tek yolu, doktorunun kendisine uzatacağı tavsiye
niteliği taşıyan reçetede saklıdır.
Trabzonsporda
ki durumda, yukarıda izah ettiğimiz hastanın halinden farklı
değil. Rakiplerin korkulu rüyası olan, çekinerek
gidilen o
tarihi Karadeniz, şimdilerde
de sessiz ve suskun. İçine kapanık. Her geçen gün, öncesini
aratır türden.Yeni dönem için daha farklı beklentiler içerisine
girenler, korkarım mevcut yapının ötesine geçemeyecekler.
Üzülerek söylüyorum, belleklerimizde yer eden
bu büyük camiası, üretkenliklerini bırakın bir
kenara şuan ve
gelecekte ki menfaatleri için bir arpa boyu dahi yol alamamış
durumda.
Her
defasında dile getiriyoruz; neyin, dünden farklı bir şekilde
olması gayretinde olduk ki! Aynı kalıp, aynı iskelet.
Anlayış aynı olduktan sonra, isimler farklı olması ne
fayda!
Trabzonspor
geçtiğimiz sezon büyük sıkıntılar yaşadı. İçinde
bulunulan ekonomik buhran, sıkıntıların kaynağı olarak dışarı
yansısa da göz ardı edilemeyecek en önemli sorun, yönetimin
kendi içerisinde yaşadığı idari problemlerdir. Şimdi ki
başkanın alınan
kararlarda ki paylaşımcı olamaması, yönetimin kendi içinde
kopukluk yaşamasına neden oldu.
Kaynak
bulma sorunu aşılamadığından, sorunların tek çözüm
yolu maliyeti düşük teknik direktör ve futbolcuların takıma
kazandırılması. Önce Ersun Yenal’e teklif götürüldü.
Çok geçmedi ki Mustafa Denizli’nin kapısı çalındı.
Fakat ne fayda. Bir sezon önce lig’den düşer mi yoksa düşmez
mi tartışmalarına maruz kalan tarihi bir kulübün görev
sorumluluğunu yüklenmek zor oğlu zor olsa gerek. Hal böyle
olunca da yeni transferler
ve neşter vurmalar
üst üste geldi. Koca bir sezon için transfer
politikası, oldu-bitti şekline dönüştürüldü.Peki tüm
bu olumsuz izlenimleri ortadan
kaldırmak, tekrar o eski, ligin gidişatını değiştirecek,
parlak günlere dönmenin formülünü nasıl üretebilir
ve verileri yerlerine uygun şekilde yerleşirse sonuca ulaşılabilir.
Karadenizlinin,Trabzonspor
üzerinde ki anlayışını anlamakta zorluk çekiyorum. Havasından
mı yoksa suyundan mı olsa gerek, bölge insanının
birbirlerine olan bağlılığının gıpta ile karşılanmasıdır.
Peki böyle iken Trabzonspor
için yapılması gerekenler, niçin yapılmaktan çok uzak.
Bu takıma emek vermiş o
kadar çok değerli isim var ki. Birlik ve beraberlik içinde
olmak, Trabzonspor’un eski günlerine kavuşması için
gayret çaba sarfetmek ve sezon sonunda mutlu sona ulaşmak
varken, aksini yapma pahasına sessiz kalmanın hiçbir mantıkla
örtüşür tarafı yok.Üstelik çalışkanlığıyla bilinen
ve başarısızlığa asla taviz vermeyen
Karadeniz
insanını 20 yıla yakın Şampiyonluk hasreti içinde bırakmak,
onlara yapılan en büyük haksızlıktır. Bunun sorumluları,
bu dönem içinde göreve soyunamayan veya
görev yapıyor gözükenlerdir.
Bir
defaya mahsus olsa da sağduyuya kulak verip, olaylara olması
gereken şekilde yaklaşalım. O zaman göreceğiz ki özlemi
çekilen Karadeniz fırtınası, tarihini
aratmayacak kadar sert ve ardından çok konuşulacak
bir mazi bırakacak şekilde
esecektir. (30.7.2002)
|