|
Farklı
bir maç
Bir
Milli takım sendromudur gidiyor. Kazanmak, kazanmak ya sonrası?
Evet, yarım kalan hesabın devamı bugün görülecek. Ay-Yıldızlı
ekibimiz Avrupa Şampiyonası eleme maçında Liechenstein karşısında.
İsminin telaffuzu, sanırım rakibin kimliği ile de yakın
ilişki kurmaya yeter. Yakın markaja alınan rakibin
ehliyetine bakıldığında, futboldaki parlak kariyere
rastlamak mümkün değil. 1991 yılından itibari ile
UEFA’ya üye olmasından sonra Avrupa onu ancak elde
ettiği sonuçlarla tanıyor. Bugüne kadar oynadığı 47 maçlık
maratondan yalnızca bir maçtan kazançlı ayrılmayı bilmiş.
Kadrosunda iki profesyonel (Mario Frick ve Marco Nigg) gibi
isimlerin dışındakiler, futbolu amatörlüğün ötesine taşıma
gibi bir lüksün içine girmemişler. Lüksün ötesi
diyoruz, çünkü oyuncuların her biri marangoz, şoför gibi
ikinci bir mesleğe sahipler
Rakibin
takım portresinin
böyle olması, A Milliler karşısındaki sergileyeceği
performansı nasıl etkiler? Bu sorunun en net cevabını
sahada mücadelede arayacağız. Fakat bilinmesi gerekenler ve
akıldan çıkarılması hususlar var ki onları da teknik
direktör ‘es’ geçmeyip, her defasında futbolcuların
kafasında yer etmesi için tekrarlamaktan edemiyor; biz karşılaşmaları
tek tek düşünüyoruz. Eğer kaybetmek gibi bir kabus yaşamak
ve kazanmak istiyor isek, her maça aynı ciddiyetle çıkmak,
rakibin oyun anlayışına göre önlem almak ve ona göre
strateji üretmek zorundayız. Makedonya
zayıf bir ekip görünümünde idi. Fakat ne oldu. Özellikle
ilk kırkbeş dakikada hazırlıksız yakalanıp, aciz kaldık.
İmdada her defasında kaleci Rüştü yetişti. O da olmasa,
geride bırakılan üç puan ve umutsuzluk kalırdı. Bu hep böyle
mi gidecek. Böyle bir durumun garipsendiğini, kenar yönetimin
oyuna ağırlığını koymak, üretilen pozisyon ve elde
edilen galibiyetle daha iyi anlayabiliyoruz.
Evet bugün ilginç mi
ilginç bir maç izleyeceğiz. Kazanıp grup liderliği ve
galibiyet serisini sürdürmek istiyoruz. İstemek, arzu etmek
başarmanın yarısı olduğu için haklı olarak kendimizi
galibiyete daha yakın görüyoruz. Peki bu düşünce tek
taraflı yeterli olur mu? Hayır. Dünya Kupası grup maçlarında
rahat kazanmamız gerekirken, sahadan boynu bükük ayrılmadık
mı? Öyle ise, yukarıda Şenol hocanın ‘her maçı tek
tek analiz ediyoruz’ sözü asla ve asla göz ardı
edilmemelidir.
Sanırım,
kazanmanın ne anlama geldiği, kaybetmenin hüznünü A
Millilere hatırlatmanın gereği yok. Onlar, bu düşüncenin
anlamını her bakımından Dünya Kupası’nda yaşadılar.
Bunlara en güzel cevabı sahada sergiledikleri mücadelede
verdiler ve tarihi bir başarının altına isimlerini yazdırıp,
üstün hizmet madalyalarına kavuştular.. Tüm bunların, bu
ülke insanına yaşatan ekipten, ülke insanının daha büyük
başarılar beklentileri, böyle bir zamanda, en
büyük hakkı . Bu hakkı görev bilen teknik heyet ve
futbolcular topluluğu bunu başaracak güçteler.
Liechenstein karşılaşması, sırada ki takım İngiltere için
iyi bir prova niteliği taşıyacaktır. Öyle ise Milli takıma
ortak bir gönderme yapalım;
İngiltere aşkına, Liechenstein’i döndür şaşkına...
|
|