|
Ne
farkları vardı!
Beşiktaş
ile Trabzon. Kimlik kargaşası, onun getirdiği zorluklar içinde
uğraş veren iki isim. Yapmak isteyip de yapamadıkları,
hafta sonu oynadıkları karşılaşmada ortaya çıktı. Başladığı
gibi biten bir
oyun, iki tarafa da yaramayan bir sonuç. Bunun bir tek izahı
olsa gerek: adalet dağıtan terazindeki dengelerin bozulmayışı,
dünün devamından kaynaklanmaktadır. Türk futbolunda bugün
merak uyandıran ve o ölçüde tartışılan konusu,
Galatasaray’ın Avrupa’da ki inanılmaz çıkışının süreklilik
kazanması. Bunun yanında moralleri bozan , gelecek için
haklı olarak kaygıya neden olan, diğer takımların kabuğunu
kıramayışı. Trabzon ile Beşiktaş’ta bu iki takımlarımız
arasında yalnızca iki isim . Ne tuhaftır ki ‘Kazanmayı
unutma, taraftarını uyutma’
rolünü üslenmiş durumdalar.
100
yıl aşkının onur ve kararlığının ne de 20 yıllık
umutsuzluğun getirdiği ayakta kalma azmi vardı. Sonuç sıfıra
sıfır ede var bir puan. Diğer bir açıklama şekli ne alan
memnun ne de veren. Çünkü ortada iki takım aleyhine
kaynayan üç puan var. Her iki tarafta rolünü anlamaktan çok
ezberleme yolunu seçmişti. Beşiktaş-Trabzon karşılaşmasının
geneline baktığımızda topun oyunda kalma süresi yüksek,
topa sahip olma yüzdesinin oranı ev sahibi lehine idi. Buda
ev sahibi-deplasman takımı sentromu
ortaya çıkarıyordu.
Beşiktaş.
Özgüvenini yaşayamayan bir ekip görünümünde. Sezon öncesi
flaş diye gündeme getiren isimler, süreç içerisinde
beklentilere ne kadar cevap verdiği orta çıktı. Bunun son
örneği Nouma. Siyah-beyazlı takıma katılalı geçen iki aylık dönemde formasına ne derece sadık kaldı?
Sahadayken bir hiç, boş zamanlarda eğlence mekanı
Laila’da banko. Sergen Yalçın. Son dört haftada Kartalı
tek başına sırtladı desek yanılmayız. Futbol becerisine
sözümüz yok. O bir futbolun Evliya Çelebisi. Geçmişte,
üslendiği görevde devamlılığı sağlayamadığı görülmüştür.
Bu saatten sonra da aynı hastalık nüksederse sakın kimse
şaşırmasın. Orta saha görevini üslenen Yasin, İbrahim
ve Kaan Dobra son haftalarda ciddiyetten uzak gözükmeye
devam ediyor. Tümer’in olmayışının Kartal’ın oyun
dengesini nasıl bozduğunu, buna karşın bir Ahmet
Dursun’un ayakta kalan tek isim. Tekniği mücadele gücüyle takıma katkısı inkar edilemez boyutta.
Trabzonda
değişim sürüyor. Her hafta apayrı bir kadro sürüyor
Samet Aybaba. ‘Değişmez ise
şaşarım’ düşüncesiyle bu hafta da genç
oyuncular Serkan Kılıç ile Ali Şen’e şans tanıdı.
Bunun adına şans denir. Çünkü sahada mantığa ve göze
hoş gelen futboldan ziyade, günün karı güdülmüş olacak
ki orta saha ve defans birbirlerine çok yakın oynatıldı.
Hal böyle olunca da ne son iki haftayı boş geçirmeyen
Fatih ne de gole susamış Mehmet Yılmaz gol koklayabildi.
Her gecede göze batan bir yıldız vardır. Beşiktaş-Trabzonspor
maçının gözdesi de kaleci Petkoviç idi. Sezon başında
‘bize golcü değil, kaleci lazım’ tartışmalarına çanak
tutanlar, ne kadar yanıldıklarını görmüş olmalılar.
Trabzonspor’a maliyeti 350 bin dolar gibi bir rakama
mal olan Hırvat oyuncunun, bu yetmez gibi liginde en az gol
yiyen kaleci kimliğinde olması,
düşünülmesi gereken bir olay.
Sözü özünde iki takım içinde olumsuzluk yatıyor;
Toparlanmak güç, kazasız yol almak daha da güç...
|
|