Nede olsa Fener!

 Türkiye Liglerinde futbolu kadar içinde bulunduğu durum itibari ile gündemde yer almasını bilen Fenerbahçe, bir kez daha taraflı tarafsız herkesini ilgi odağı oldu...

             Ortega ve Washington  İstanbulspor karşısında sahaya sürülmemesinden çok niçin görev almadıkları önemli idi. Büyük umutlarla sarı-lacivertli renklere katılan ve kurtarıcı gözüyle görev alan Washington’nun kalp damar tıkanıklığı ile operasyon geçirmesi üzücü gelişmelerdi. Ölümün insana bir nefes kadar yakın olduğu bir yaşam sürecinde, kişinin başına bu tür olayların gelmesi gayet normal. Fakat dikkatlerden kaçmayacak diğer bir konuda, özellikle son günlerde sahalarda sıkça görülen sakatlanma ve benzeri  sağlık  sorunları. İnsanın aklına şu soru gelmiyor değil; kulüpler sağlık konusunda yeterli titizliği göstermiyor mu? Bu gösteriyor ki bir oyuncunun takıma kazandırmak kadar, o futbolcunun sağlığını da korumakla yapılması gereken en önemli görev olsa gerek.  Ve Ortega olayı. İstanbulspor karşısında ilk 11’de yer almadığını öğrenen oyuncu Samandıra tesislerini terk edip gidiyor. Aradan fazla bir zaman geçmiyor ve maçtan iki gün sonra o oyuncu, hiçbir şey olmamış gibi tekrar antrenmana katılıyor. Böyle bir olayın başlangıç ve bitişi arasında ki sürecin senaryosunu kim yazmış ise o kişiye madalya takmak gerekmektedir. Tarihi bir takımın geldiği nokta, ne adıyla  ne de değerleri ile örtüşür bir tarafı var. Bay Lorant yine kulakları çınlattı. Otolite boşluğunu kaybettiği bir dönemde, yeni bir olayı cereyan etti. Gelişmelerin daha da ilginç yanı, Ocak ayında giderim gibisinden kendi kendine şantaj yapan İsrail oyuncu Revivo ilk 11’de sahaya sürülüyor. Adama sormazlar mı bu oyuncu bir aydır nerede idi? Antrenman eksikliğini İsrail’de mi giderdi, doğrusu merak konusu. Sürekli bu satırlara taşıdığımız soruyu, bugünde sorma gereği kaçınılmaz oldu; ortaya koyduğu istikrarsız performansı  ile sahada ki futbol ve skora hiçbir katkısı olmayan  Revivo kimin kontenjanından oynatılıyor? Alman teknik adam, tüm bunlarla yetinmedi. Yanlışın üzerine yanlışla giderek ve dün PAF takımın yolunu tutan Abdullah’ı İstanbulspor karşısında direk sahaya sürüyor. İnsanın aklına yine bir soru gelmiyor değil! Acaba, ilk on birde sahaya çıkmak için mutlaka ceza mı görmek veya bir ay sahalardan uzak kalmak mı gerek? Ne dersin Yusuf! Ne dersin Johnson...

             Bir hafta içerisinde yaşanan bu olaylar, gelecek için haklı olarak tüm sarı-lacivertlilerin kafasını  karıştırdı. Bu saatten sonra Fenerbahçe’de yeni bir süreç başmış oldu. Gelişmeler eğer oldu bittiye getiriliyor ise (ki yanlış olur) bugüne kadar bir benzeri görülmemiş bu olayla ilgili kafalarda oluşan sorulara  acilen cevap verilmesi gerek; 1- Lorant haklı ise hiçbir şey olmamış gibi neden Ortega’ya af çıktı, hayır Lorant haksız deniliyor ise Alman teknik adamın Fenerbahçe gibi büyük bir takımın başında ne işi var? 2- Öyle ya, Abdullah’a af çıktığına göre  Washington’un yerini doldurması için görev bekleyen Oktay ne zaman sahaya sürülecek? 3- Revivo’dan sonra ikinci kontenjandan sahada görev alan Steviç, şaşkınlık uyandıran değişiklikle İstanbulspor karşısında 56. dakikada oyundan alınması kimin aklına geldi?

            Diğer merak konusu, içinde yer alınan  olay ile sarı-lacivertli camiada bir ilki yaşatan Ortega’nın bugün oynanacak Konya maçında kadroda yer alıp almayacağı konusu!  Ne dersin Bay Lorant? Sayende olmayanlar oluyor, Fenerbahçe puan cetvelinin ilk basamağında olmasa da gündemin ilk sırasında yer almayı başarıyor... 03.12.2002

Murat BAŞGÜL 

Geri  

Sorumluluk bilinci 04.11.2002            Geriye kalan tablo 14.11.2002 

  Bordo Mavi gerçeği  24.10.2002          Kanarya'dan haber var 01.11.2002

Farklı bir maç 14.10.2002                      Trabzon gerçeği 17.10.2002

Şaşırdık doğrusu 4.10.2002                     İbre bizden yana 10.10.2002

N e farkları vardı  23.9.2002

Fenerde sıkıntı 27.9.2002

Trabzonlunun düşü 15.9.2002                  İşte Galatasaray    19.9.2002

Trabzon klasiği 29.8.2002                     Ka-za-na-ca-ğız 07.9.2002

Beşiktaşlı uyan 23.8.2002                               Haydi Fener         27.8.2002

Artık Beraberiz "02.6.2002"

Milli Heyecan      "04.6.2002"

Hayal değil gerçek "12.6.2002"

Alıştık Artık "17.6.2002"

Şimdi Sevinme Zamanı "18.6.2002"

Emeğe Saygı "22.6.2002

Niçin hazmedemiyorlar "24.6.2002"

Bu kez farklı "25.6.2002"

Anlayana "03.7.2002"

Kendi kaleminden 

Murat BAŞGÜL   

1960 yılında Bayburt’ta doğdum. İlk, Orta ve Lise tahsilimi Bayburt’ta tamamladım. Yaşantıma sporun birçok branşını sığdırdım. Öğrencilik yıllarında basketbol oynadım. 5 branşta hakemlik yaptım. Geçmiş dönemlerde değişik gazetelerde fahri görevlerde bulundum.

Bilgi birikimimi ve tecrübemi bu sayfaya taşımaya karar verdiğimde, sizlerle birlikte olmanın mutluluk ve heyecanı,  bilgi birikiminin siz değerli okuyucularımızla paylaşmanın sorumluluk duygusuna kapıldım.

Yaşamım içinde bir çok branşta aktif ve fahri görev aldığım için, yazılarımın içeriğini  belirlerken gündemdeki yer eden haberlere  ağırlık vereceğinizi bilmenizi istiyorum.

Tek hedefim, spor adına gelişen tüm olaylarda sizlerin haberdar olmasını sağlamak. Kendi görüşlerimi de aktaracağım yazılarımda, yönlendiren ve karar veren merci konumunda değil  bilgilendiren durumunda olmaya gayret göstereceğim.

Sizlerle birlikte nice birlikteliklere....