Lorant’ın kimliği!
Mustafa
Denizli’nin yerine sarı-lacivertli ekipte teknik patronluğa
soyunan Alman Teknik adam Werner Lorant şuanda Fenerbahçe’de
en göz de bir isim. Geldiğini gün itibari ile gün
ışığına çıkmaya söz kalabalığının içerisinde
bulan ve alınan her sonuçtan sonra gündeme gelen , olayların
çözüm noktasında muhatap addedilen Bay Lorant’ın içerisinde
bulunulan durumunda hangi konumda olduğunu tartışmanın uç
noktasına getirdi.Geçtiğimiz sezon geçtiğimiz Diyarbakır
deplasmanı sonunda Mustafa Denizli ile yollarını ayıran
Fenerbahçe Yönetimi bu kez Lorantla yollarını ayırması
neyi değiştirir? Yolların ayrılması, Kanaryanın gidiş
istikametinden neyi değiştirilebilirdi? Bu soruların
sorulması ve cevabının en kısa zamanda bulunması gerekir!
Takvim
yaprakları Ocak ayını gösterirken takımın başına
teknik kurmay olarak getirilen Ortega ve Oğuz ikilisi göreve
geldiğinden 5. yılını dolduran Aziz Yıldırım döneminde
7. teknik direktör üzerinde revizyona gidilmesi bir umut
ışık olarak göze çarpıyordu. Haftalar ilerledikçe,
eldeki kadro ile yeteri kadar destek verimi alınamaması,
onunun kendisi ve çevresiyle barışık olmamanın içerisinde
yer aldı. Geldiğinin iki ay sonrasında, eldeki kadroya
isyan edip, saha sürdüğü kadro ile eleştirilere kulağını
kapatan ve başkaldırı anlamı taşıyan ‘Herkes kendi işini
yapsın’ açıklaması Alman teknik adamlarının
yalnız kendisi ile barışık olmadığının apaçık
göstergesi idi. Takımlarımız bugüne kadar bir çok yabancı
patentli teknik adam geldi geçti. Lorantta bunlardan ne ilki
nede sonuncusu. Fakat göze çarpan bir husus var ki futbol
felsefesi olarak Alman ekolunun şu anda çağın gerekliliğin
gerisinde kalmaktadır.Tıpkı Beşiktaş’a hayal kırıklığı
yaşatan Daum, Trabzonspor’da beklentilere cevap veremeyen
Brigel örneğinde olduğu gibi.
Tartışmanın
çok olduğu yerde, kaos ortamının oluşması kaçınılmaz
olur. Ortaya konan futbolun her defasında vasatın altında
kalması ve kör-topal futbola pareler olarak sistem tartışmaları.
Teknik açıdan bakıldığında, eldeki oyuncularının bir
çok sistem cevap verecek boyutta olduğu görülmektedir.
3-5-2, 4-4-2 gibi birçok oyun düzenine kalıp olabilecek
futbolcular topluluğu kadroda yer alıyor ise tartışmayı
kadro zafiyetine bağlamak arkasına sığınılacak bir durum
olmasa gerek.
Evet,
Lorant’ın Almanya biletini cebine koymasının en önemli
nedenlerinin başında, sahip olamadığı otolite. Belki
Werner Lorant Almanya’da 3.Lig’de aldığı 1860 Münih’i
bir yerlere getirdi, fakat her defasında görüldü ki ne görev
aldığı ülke Almanya ne de çalıştırdığı Fenerbahçe
Münih’le eşdeğerdi. Kendiside buna ayak uyduramayınca,
yapmayı düşündüğü icraatları, yapabildikleri ile sınırlı
kaldı. Feyenoord maçında yaşanan Ortega ile ilgili
tekniksel hata, bu oyuncu ile ilgili
İstanbul maçı öncesi yaşanan skandal vaka ve
geride kalan haftalarda sistem açısından üst üste yaşanan
yanlışlıklar. Dahası takım üzerinde gerçekleştiremeyeceği
otolite boşluğu, dönüşü olmayan bir sürecin devamı ile
bugünlere gelinmesine neden oldu.
Fenerbahçe’de bileti kesilen Lorant’ın yerine takımın
başına Oğuz Çetin getirilmeli mi? Geçmiş dönemde Turan
ve Rıdvan olayında olduğu gibi çok tartışılacak apayrı
bir konu. Diğer bir deyişle biri bitmeden diğeri başlar;
ne dersiniz Başkan Aziz Yıldırım!... (10.12.2002)
|