|
Transfer gerçeği
Sezonunun
başlaması ile birlikte, taraftarın gözü yeni
transferlerin üzerinde olur. Kendilerince bir yıldız olarak
tanıtılan, yönetimin gözdeleri gerçekte hangi sıfatı taşırlar.
Takımlarına yararlı olup olmayacakları, verim alınıp alınmayacağı
için birkaç hafta yeterli
oluyor. Bir de işin senaryo tarafı vardı. Takımın adı X
olunca, adı-şanı duyulmamış isimler de Dünya starları
da kısa süre içerisinde değişmeli olarak gündeme gelir.
Medyanın görevini üstlendiği böyle bir durum karşısında,
özellikle son yıllarda kafalarda şu soru akla geliyor;
Medyanın transferde ki payı ne? Öyle ya, kimliği meçhul
futbolcular piyasa yapılıyor. Daha da ilginci,
bir bakıyorsunuz ki gerçekten gazete sütunları ve
ekranlara yansıyan isimlerden bazıları ile o adını X
koyduğumuz takım pazarlık masasına oturuyor. Bu gayet
normal. Niçin derseniz, o açıklamanın da ‘çünkü’sü
de var. Bir aya yakın sürede transferi iddia edilen futbolcu
sayısı ortalama bir, bu da toplam 30 yeni isme tekabül
eder. Unutmadan bir hususu daha açıklamak gerek; Medyanın yönlendirmesi
ile ortaya çıkan bir başka gerçek, isim tespitlerinde
piyasanın kızışması.
Tıpkı
bugün olduğu gibi. Savaş rüzgarlarının estirildiği şu
günlerde, döviz tavan yapıp borsa endeksi aşağılara rötar
yaparken, transfere giden para da dövizden aşağı kalır
tarafı yoktu (zira, transfer dönemi önceki gün kapandı).
Her ne kadar eskiye nazaran, fiyatlar yüksek rakamlara ulaşmasa
da yine de kadroya yeni isimler katılmadan olmadı. Taraftar,
yıldız futbolcu transferi istemekte, kulüpler de
izledikleri mali tablonun dışına çıkmamakta kendilerince
haklı (geç kalınmış) idiler. Diğer bir ilginç tespit
ise tarihi kulüplerin devlete karşı vergi borçlarını ödeyemez,
her fırsatta pazarlık masasına (vergi indirimi) oturmuş
olmaları.
Takımlarımızın
yaptığı yeni transferlere göz attığımızda, kimin daha
kârlı olduğu hemen göze çarpmaktadır. Dünya Kupasından
üçüncülükle ayrılmanın bir tesadüf olmadığını
vurgularken, artık kendimize güvenme vaktinin zamanın çoktan
geldiğinin altını
çizmiş, yine geçtiğimiz günlerde kaleme aldığımız
‘Yerli malı, halkın malı’ başlıklı yazımızın içeriğin
de değindiğimiz gibi artık içimizde ki değerleri görme
zamanın çoktan geldiğini, hatta ve hatta maziye karıştığını
vurgulamıştık. Beşiktaşlı Maldaraşanu, Fenerbahçeli
Rebrov, Galatasaraylı son bombası Xaviar. Yazarların ortak
kanaati; mükemmel, iş yapar dahası takımın gücüne güç
katar. Bu yorumlar 90 dakikanın sonunda ki gözlemlerin,
hislerle birlikte dışa yansıması. Bilmek istiyorum; bugüne
kadar hiçbir takım (skor) yazarı
takip ettiği takımın yeni transferinin olumsuz not
verdiği görülmüş mü? Lig başladığında yıldız diye
lanse edilen (ikisi hariç)
isimlerin nasıl, gecenin karanlığında tıpkı
Amaral, Revivo, Christian gibi
kaybolduklarını göreceğiz. Ayrıcalıklı saydığımız
iki isim, Kemal Aslan ve Suat Usta. Futbol severin, Ümit
Milli Takımdan yabancı olmadığı bu iki ismi
yeni takımlarında şimdi ve gelecekte en az on yıl
daha seyretme ve alkışlamanın sabırsızlığı içerisinde...01.02.2003
.
Hüseyin
ÖZTÜ.RK
|
|