|
Derbiden
geriye kalanlar...
Fenerbahçe-Galatasaray
karşılaşmasını izledikten sonra, bu maçın niçin
ertelendiği ve hafta içine kaydırıldığını daha iyi
anlamış olduk. Günler öncesi gerilen atmosfer, beraberinde
bir çok olayı 90 dakikaya sığmasına öncülük kazandırdı.
Olay ve olaylara tanıklık edenler yanılmadıklarını gözlemlediler.
Teknik ve taktik anlayıştan tutunda, taraftar ve fanatizm
kavramlarının gün ışığına çıkartacak kadar açık ve
netti.
Gerek takımların saha içindeki rolleri ve gerekse
saha dışına taşan gelişmelerle, tarihi buluşma,bir başka
boyutu ile tarih sayfasında yerini aldı.
Bu
derbinin sonucu altı farklı skorla tamamlanması bir çok
sorununa açıklık kazandırdı. Tabii ki netice kapılıp
sevinme Fener camiasının en tabii hakkı.
Bunun tersi Galatasaray için ‘toparlanamaz’
gibisinden bir karamsarlığa kapılmak,
ilerleyen haftalar için,
büyük yanılgı ve hayal kırıklığını
beraberinde getirir. Bu gerçeği ‘iddia’ şeklinde dile
getirmemizin bir tek
nedeni var o da;
Ne Galatasaray ne de Fenerbahçe’nin ligin ilk yarısına
yaklaştığımız şu güne kadar beklentilere cevap
verememesi.
Düşe
kalka gidilen bir ligde böyle olayların yaşanması gayet
normal. Sezon başında renkli bir lig yaşayacağımızı söylemiş,
ilerleyen haftalarda skorborda yansıyan neticeler Anadolu takımlarını
ön plana çıkarken, İstanbul ekiplerinin kendilerini
sorgulama gibi bir durumu ortaya çıkarmıştır. Dört büyük
kulübün, hegamonyası altında geçen günlerin artık
geride kaldığının ispatıdır. Şimdi maçı her iki takımı
açısından irdelediğimizde, bakın ortaya, geleceğe de
ışık tutacak nasıl bir tablo çıkıyor.
Kazanan
tebrik edilmeli görüşü ile Fenerbahçe’yi kutluyoruz.
Bunu yapaken de, Lorant portresi ile karşılaşıyoruz. Oyun
üzerinde etkisini görmek için demek ki bugünleri beklemek
gerekiyor. Tuncay ve Yusuf’u birlikte sahaya sürmesi ve
Serhat’ı ileride kullanıp, Ortega’yı her zaman ki gibi
pozisyonlara adres belirleyici rolü vermesi, Alman teknik
adama ‘bugüne kadar nerelerdeydin’ dedirten türdendi.
Bunun yanında, takıma hiç bir katkısı olmayan
Washington’un, geçte olsa, oyundan alınması ve herzaman
maçın gidişatını değiştirecek bir isim Ceyhun’un
sahaya sürülmesi, Fenerbahçe’nin önce maçı koparıp,
farka uzanmasına enbüyük etken olmuştu.
Fatih
Terim, belkide kendisinin dahi anlam veremediği bir oyun düzeni
ile sahaya çıkıyor. Galatasaray, oyun kurgusunusarı-kırmızılı
kalesine sığınak yapma üzerine kuruyor. Gol umudu olarakta
ileride Pinto
ve Christian’ı bırakılıyor. Yedek kulübesinde ki
isimler Arif ve Ümit Karan. Sayın Terim, tarihi bir rekabete
çıktığını unuttuğu için mi yoksa, rakibi ile arasında
ki on puan farktan dolayımı böyle bir yola başvurdu, doğrusu
çözemedik. Tüm bunlar, eldeki mevcut kadronun kalitesi
kadar, onu kullanmak kadar önemli.
Bir
iki sözde spormen dışı olaylara davetiye çıkaranlara.
Sahada ki centilmence mücadale eden futbolcuları tebrik ettiğim
kadar, olayları çıkaran sizlere ve sizi destekleyenleri kınıyorum…(07.11.2002)
Hüseyin
ÖZTÜRK
|
|