Fenerde
işlem tamam!
Hep
söylenip-yazıldı; ‘Fenerbahçe yıldızlar topluluğu’
diye. Takım ortaya koyduğu performansla, her defasında
kendisine yakıştırılan bu sözün altından kalkmayı
beceremedi. Tıpkı Elizabeth Kübler Ross’un ifade ettiği
gibi; ‘İnsanlar renkli cam perdelere benzerler. Güneş
parlarken pırıl pırıldırlar, fakat karanlık olunca da
gerçek güzellikleri ancak içeriden ışık gelirse ortaya
çıkar’. Bu sözlerin vermiş olduğu bir mesajın düne
kadar muhatabı olan sarı-lacivertli ekipte, yenilik adına
ne gerekirse yapılmakta
olması gereken hususlarda zaman değerlendirilmeye çalışılıyor.
Sorunlar
penceresinden bakıldığında, göze çarpan en önemli çarpıklık
oyuncuların kondisyonuydu. Diğer branşlarda olduğu gibi
futbolda da ‘olmazsa olmaz’ tanımı ile özdeşleşen bu
terimin en önemli muhataplarından olan Fenerbahçe’de kısa
zamanda ulaşılan nokta, oynanan maçların sonucuna da direk
etki yapmaktadır. Böyle bir durumun ortaya çıkmasında
bilimin payı oldukça yüksekti. Görev verilen İtalyan
Stefano Marrone ve kişisel performansları ölçmeye yönelik
bir dizi testleri gerçekleştiren Doç. Dr. Rüştü Güner’de
önemli rol oynamaktadır.
Bunların
yanı sıra, bir sistem tartışmasıdır gidiyor. Üçlü
savunma mı dörtlü savunmamı? Kim, nerede oynayacak? Geçmişten
gelen, tartışma konusunun apayrı bir boyut kazandırmak
isteniyor. Otuz güne yaklaşan
kamp döneminde aranan bir çok sorunun cevabı, neticeleriyle
birlikte ortaya çıkıyor. Her sarı-lacivertli oyuncunun
kimliği belirginlik kazanmaya başladı. Bugüne kadar hep göz
ardı edilen bu önemli ayrıntının netlik kazanması,
futbolcular arasında ki saha içi ve dışı diyalogu geliştirdi.
Artık hiçbir oyuncu, aklına geldiği gibi hareket etme şansına
sahip değil! Lorant döneminden kalma olumsuz tablodan sarı-lacivertli
camianın zarar gördüğü hafızalarda ki henüz silinmedi.
Görev bekleyen kişi, önce ödevini yapması, yeni düzenin
bir parçası olabilmek içinse yoğun program içerisinde rol
alması gerekecek. Kısacası, Fenerbahçe’de yer alan ve
bugüne kadar adam gibi adam sınıfına dahil edilmeyen
isimler, bu husustaki gelişmelerim önemli bir parçası
oldu.
Söylemler ve
icraatlar nasıl bir sonucu da beraberinde getiriyor?
Kocaelispor ile yapılan hazırlık karşılaşması bunun en
son ve somut örneği oldu. Bu maçın diğer ilgi çekici
tarafı ise yaklaşan Beşiktaş karşılaşması öncesi takımın
performansı ve yani transferlerin takıma uyumuydu.
Her ne kadar iki devrede farklı bir oyun sergilense
de, özellikle maçın son çeyreğinde başarı ve Rus oyuncu
Vladimir’in akıl dolu paslarıyla
maça damgasını vurması önamli ayrıntıydı. Bu
sayede Tek forvetli şablonda orta sahanın skora katkısı da
bir kez daha gün yüzüne çıkmış oldu.
Her Beşiktaş ve
Galatasaraylının aklından şu soru geçebilir; Rakip küme
düşme hattında ki Kocaelispor? Tabii herkes kendine göre
haklı olabilir ama her zaman ortada bir gerçek vardır.
Fenerbahçe, işte o gerçekler ışığında analiz edildiğinde
kısa zamanda ne kadar yol aldığı daha iyi anlaşılacaktır...27.01.2003
Hüseyin
ÖZTÜRK
|