|
Beşiktaşın
tarihi zaferi
Beşiktaşlıyım diyen
zihniyetin, tarih sayfasında yazılı olan ve anılarda yer alan oluşumu,
siyah-beyazlıları benzerlerinden çok farklı kılmaktadır. Mevcudiyette varolan
değerlere sahip olmak, ayakta kalmanın kaçınılmaz şartlarındandır. Bugün Beşiktaş’ın
geldiği nokta bunun en güzel göstergesidir. Yedi
yıl sonra şampiyonluk geliyor ve şampiyonluk şarkıları söyleniyor ise, mutlaka
geçmişin izlerinin etkisi var. Birileri 100. yıl aşkını ‘baskı’ olarak
nitelendirse de, tarihin derinliklerinden gelen anlayışın günümüze uyarlanmasının
mutlu sona ulaşmakta büyük etkisi olduğu görülmektedir. Bundan sekiz sezon önce
siyah-beyazlı ekiple özdeşleşen efsane başkan Süleyman Seba’nın yanında
Şampiyonluk yaşayan Serdar Bilgili, yeni bir başarıya imza attı ise, bunda Beşiktaş’ın
geçmişten gelen çizgisinden ödün vermemesinden kaynaklanan pay çok oldukça fazladır.
Beşiktaşlı yalnız bugünle değil
mazisi ile de her defasında övünür durur. Kazanç sayıp, geçmişin deriliklerine
gidildiğinden, ‘iftihar’ edilmenin nedenleri apaçık ortaya çıkar; ‘1911
yılında Beşiktaş futbol takımının temellerini Şeref Bey atarken, kafalarda tek bir
düşünce vardı o da Fenerbahçe ve Galatasaray ile girilecek rekabette, rakiplerin
üstesinden gelebilmekti...’ Takım bugünkü forma rengi ile kurulduğu yıllarda aynı
değildi, bunun bir tek açıklaması vardı ‘Balkan savaşında verilen kayıpların
anısına renkler içinde bulunan kırmızı-siyah, Balkan
toprakları geri alınıncaya kadar spor alanlarında siyah-beyaz renklerle mücadele
etmeye karar verirdi...’ Şimdi olduğu gibi futbol tutkusunun seyir zevki ile
yılların nasıl geçtiğini o zamanlarda da anlaşılamamıştı. 16 Haziran 1933
tarihinde Fenerbahçe ile oynanan maçın berabere tamamlanıp, Şampiyonluğun tarihi
rakibe kaptırılmasının bir başka anısı, siya-beyazlı ekibe yapılan ‘Kartallar
gibi hücum ediyorlar’ ‘Kara Kartal gibi çelik’ benzetmeleri, bugün kendisine
Kartal denilmesinin en önemli neden teşkil ediyordu. Tribün desteği ve tezahürat coşkusu,
sahadaki mücadelede yer alan güzelliklere de yansıdı. ‘Ali at, Metin at, Haydi
bastır kral Feyyaz sen de at. Ne Fener, ne Cim-Bom, Bu sene de Beşiktaş’ım Şampiyon’
sözleri hafızalarda uzun yıllar silinmedi. Yakın geçmişte tribünden çıkan ‘....bizi
diskoya götür’ seslerinin beraberinden getirdiği Nouma ayıbını bu yönetim
silmeseydi, bugünkü Şampiyonluğu bir başka anlam katabilir miydi?
Mutluluğun bestesini geçmişte çok
iyi yapan ve günümüze de uyarlamasını en
iyi yapan Beşiktaşlının sevinme hakkı, ‘kazanan alkışlanmalıdır’ düşüncesi ile futbol tarihindeki rekabetin
günümüze kadar getiren Fenerbahçe, Galatasaray ve Trabzonspor taraftarlarının da bu
takımı alkışlaması da Türk futbol geçmişinin gerekliliklerindendir...
|
|