Beklentiler
boşa
Bundan
iki hafta önce basketbol konusunu içeren yazımızda;
Basketbolun Futboldan sonra en çok lisanslı sporcuya sahip
branş olduğunu , dolayısıyla üç büyük kulübün bu şubelerini
kapatmasının asla ve asla mümkün olamayacağını söylemiştik.
Evet,
Birinci Erkekler Basketbol Liginde İTÜ -Tekel maçıyla açıldı..
Takımlar kendilerine göre hazırlıklarını tamamladılar.
Bunların içinde bazıları var ki iş üretmek için kulüplerinin
değil, Ankara’nın yolunu seçmişlerdi. Kafalarında tek düşünceleri
vardı, bugüne kadar hiç kimseyi geri çevirmeyen devlet
babadan yardım elini uzatmasını istemek. Bunu yaparken de
gayet cömerttiler. Şubelerini kapatma gerekçesi ile
devletten koparttıklarını kazanç saydılar. Rakam küçük
gözükse de (1.5 trilyon) kısa günün karı idi. Girişimlerini
‘taş attıkta....’ şeklinde üstü kapalı yorumlamaktan
geri kalmadılar. Gün geldi çattı. Sezona sayılı günler
kala, yollarına devam kararı aldılar. Sizin anlayacağınız,
her işimizde olduğu gibi yapılan iş, kişi veya camianın
yanına kar kalıyor. Bu görüş tarihi bir kulüp içinde geçerli.
Romanlara
konu olacak bu süreçten sonra, hiçbir Anadolu takımının
yöneticisi çıkıp demedi ki arkadaş özel bir gün değil, doğum günü
hiç değil, üç parçaya ayrılan bu pastada bize hiç mi
pay düşmüyor. Onu diyemediler. Buna ne kendileri,
ne de bir annelerinin sütü kadar ak olan mazileri
izin verdi. Böyle yapmakla,
ne derece doğru hareket ettiklerini bir sezon
boyunca göreceğiz
Bu
yaşananlara yönelik diğer önemli bir konu da ligin
kalitesi. Basketbolsever, spor salonlarında eski heyecanı yaşayabilecek
mi? Şimdiden cevabı hazır; hayır.
Lig’de kaçamak güreşen İstanbul temsilcilerini
ele alalım. Basketbol’da şube kapatmak, başkaları için
onur kırıcı olmasına rağmen, bu işin köşe başındakiler
için yukarıda beklenmedik
gelişme artık sıradanlaştı . Onların yapması
gereken şubeler kapatmaktı. Fakat bu öyle olmadı, olamazdı
da. Çünkü kendilerine karşı olmasa da on binlerce kongre
üyesine karşı verilmiş sözleri vardı; Futboldan sonra
gelişmelerden diğer şubelerinde pay alacaktır.
Bırakın aslan parçasından pay çıkarmayı, mevcut
yapıyı da ortadan kaldıracaklardı. Bu saatten sonra ne
olur. Fenerbahçe, Beşiktaş, Galatasaray takımlarımızı
zor günler bekliyor. Ne
iyi bir hazırlık dönemi geçiren ne de
doğru dürüst bir
transfer yapan bu isimlerin gelecekte neler
beklediğini tahmin edersiniz!
İnsanın
kafasına Milli Takımın elde ettiği Avrupa ikinciliği ve Dünya
dokuzunculuğu gelmiyor değil. Milli takımda harika maçlar
çıkaran isimlerin hepsi ayrı ayrı takımların forması
altında ter döküyor. Aynı gururu ne yazık ki kulüp bazında
yaşayamıyoruz . Geçmişten günümüze uzanan dönemlerde
bunun örneklerine rastlamaktayız. Cumhurbaşkanlığı Kupası
finalinin tempo ve heyecanına baktığımızda görünen o ki Ülkerspor
ile Efes’in ambargo koyulduğu şampiyonluklar serisi bu yıl
da bozulmayacak.
Ortaya
çıkan bu tablo
karşısında bu iki isim haricinde hangi takım taraftarı
gider de temsilcilerini destekler. Bu saatten sonra bize düşen
de dostluk ile barışın hüküm sürdüğü güzel bir sezon
yaşanması dileği...
|