Haim Revivo klasiği...

Futbol enteresan bir oyun! Başlangıcı ile bitişi arasında geçen 90 dakikayla sınırlı kalınmıyor. Öncesi ve sonrasında yaşanan,  ‘dokuz’ değil ‘doksan dokuz’ olarak  nitelenecek ‘taklalara ’ sahne oluyor.

          Ligin ilk yarısı tamamlandı. Şimdi merak konusu, mücadelenin ikinci yarısında nelerle karşılaşılacağı! Verilen arada takınılacak politikalar belirsizliğin ortadan kalkmasına önemli bir etken olacak. Zaman içerisinde bazı isimler, seçici olması sıfatı ile ön plana çıkıyor. Bunların biri var ki, futbolu ile olduğu kadar yaşantısı ve söylemleriyle de  göze çarpmakta; Haim Revivo.

            İsrailli oyuncu sahadaki futbolu kadar, futboldan arta kalan zamanlarında içerisinde yer aldığı olaylarla da gündemin ‘tartışma’ konusu oluyor. Geçmişten süre gelen söylentiler Ortega’nın takıma kazandırılması ile ayyuka çıktı. Aynı mevkide kendine alternatif olarak sunulması yüzünden yönetimle ters düşen Revivo, içinde bulunduğu durumdan çıkış yolu olarak,  çözümü ‘kazan kaldırarak’ gösterdi. Fenerbahçe’nin kendisine, en çok ihtiyaç duyduğu  bir dönemde  ‘sakatlığını’ bahane ederek ortalardan kayboldu. Soranlar İsrail’de cevabını alırken, aynı dönemde Amerika’da kendisine rastlayanlar, şaşkınlıklarını gizleyemediler.

          Süre İsrailli için işledi. Gelinen gün itibari ile bu  boyut anlam ve içerik olarak değişim sürecinde sarı-lacivertli camiaya ne  kazanç sağladı? Gazete manşetleri onu her defasında netlik kazanmayan gitti-gidecek, takımdan koptu-kopacak şekline dönüşen papatya falı örneğiyle özdeşleştirdi. Bu bulmacaya şimdilerde bir başka ihtimal eklendi          Revivo Galatasaray yolunda. Bitmedi; Revivo geri dönüyor. Eğer ligler bitti, basınımız kendisine konu başlığı bulup okuyucusunun ‘dikkatini’ çekmek istiyor ise, bu saatten sonra Revivo isminin ne tür bir seçicilik tarafı olabilir ki! Futbolu ikinci plana atacak bir çok  özelliğe sahip bu oyuncunun sarı-kırmızılı takıma gelme isteği başlamadan bitirymesine,  bakın Galatasaray başkanı Canaydın’ın nasıl açıklık kazandırıyor;...Revivonun ‘gece’ hayatına düşkün olması Galatasaray için sorun teşkil eder.

          Evet! Revivo’nun çaldığı son kapıda aralanmadan yüzüne kapanmış,  diğer bir tanımla, gündemi bir başka açıdan meşgul edecek senaryo başlamadan noktalanmıştı. Sadece, bonservisi elinde bulunduğu için kapısını Fenerbahçe’nin ‘miladını’ doldurmuş futbolcusu Baliç’e açan Galatasaray yönetimi (ki hiçbir şekilde verim alınamadı) aynı hataya İsrailli oyuncu için düşmedi.

          Peki, bu oyuncunun karakteri anlaşılmayacak bir karışıklığın içerisinde de futbolu hangi düzeyde? Bu sorunun cevabının bulmak için belki ‘dün’ tartışılabilirdi!, Fakat, son haftalarda sarı-lacivertli futbolcuların saha içerisinde görev dağılımına ve buna bağlı olarak sergilenen tempolu oyuna bakıldığında daha iyi anlaşılacaktır. Kanarya’nın  Tuncay gibi, Ceyhun gibi çok koşan, fizik gücü üst seviyede olan ve temposunu oyunun devamına yayan, futbolunu seyredenlere  hayran bırakacak, yetmedi oyunu ‘değiştirecek’ benzer isimlere ihtiyacı var. Yaptığı kendine has tavırlar bir kenara, İsrailli patentli Haim Revivo’nun oyun sitiliyle çağımız futbolunun bu  çerçevesinin içerisinde yer alması, Fenerbahçe’nin menfaati açısından da mümkün değil... (26.12.2002)

Gürel ARSLANDAĞ 

Geri  

Gözler potada  28.8.2002

Basketbol esintisi 10.9.2002

Beklentiler boşa 30.9.2002

    Ülker  yeni bir Şampiyonlık peşinde 05.12.2002

Kendi kaleminden 

Gürel ARSLANDAĞ  

1970 yılında İstanbul’da doğdum. İlk-orta ve lise tahsilimi İstanbul Esenler ilçesinde tamamladım.

Sporla tanışmam ortaokul yıllarıma denk gelmektedir. Beden Eğitimi Öğretmenimin teşviki ile katıldığım okullar arası atletizm yarışların da yer almak,   sporda ki geleceğimle ilgili yelpazenin oluşmasına neden oldu. Atletizm yarışlarında sonunda sporun insan için vazgeçilmez bir hayat kaynağı olduğuna kanaat getirdim.

Orta okul son sınıfta ilgi duyduğum Basketbol branşını daha yakından takip etmeye başladım. Bu zevkli uğraşıyı gidebildiği yere kadar götürme kararı aldım. 

Her çaba veya uğraşın mutlaka geriye dönüşü olduğunu Marmara Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulu’na girdiğimde daha iyi anladım. Çünkü, Beden Eğimi Öğretmenimin beni doğru yönlendirmesi ortaokul-lise ve hemen ardında Üniversitede yer alıp ve başarı sağlamam neden  oldu.

Hayat tecrübelerle doludur. Anlamlı bir söz vardır ‘Yolu spordan geçen herkesle’ evet herkesle bu sitede sahip olduğum değerleri paylaşmak için bulunuyorum.

Şimdilik Basketbol branşını kaleme alacağım. Fakat zaman gelir bu  atletizm veya voleybolda olabilir.

Spora dostlukları pekiştiren evrensel bir bağ olarak gördüğüm ve beklenen skor sitesinin de temel kaynağı,  sporu sevmek-sevdirmek olduğu için;

Şimdi birlikteyiz.

Bu vesile ile sizleri dostluk-barış-spor adına tekrar selamlıyor, baki kalacak nice birliktelikler diliyorum.