|
Sporun
üzerindeki yelpaze
Siyasal
yaşam, artık bir ekol. Her zaman yanı başımızda. Attığımız
adım, aldığımız her nefeste onu sanki ensemizde
hissederiz. Yani anlayacağız her an baş ucumuzda. Hal
böyle olunca da bugünkü yazımızı yani, ‘ülkenin
içinde bulunduğu siyasal yapının spora etkisi’ konusuna
ayırma gereği duyduk. Gerçekten
spor, sadece bir kelimeden ibaret mi ki ülkemizde bugüne
kadar gerekli titizlik gösterilmemiş, hep üvey evlat bir
yaklaşım ve tavırla karşı karşıya kalmıştır. Bunu,
sporcu sayısından tutunda tesisleşmeye kadar her türlü
yapılaşmada diğer ülkelere göre kıyasladığımızda
daha iyi anlamaktayız.
Bir
işte başarılı olmanın, bir
hadisenin üstesinden gelmenin ilk şartı; sevmek ve
azmetmektir. Sporu sevdirmenin temel şartı onu bir değer
olarak görmek ve o doğrultuda hareket etmektir.Gerçekten
sporcu denildiği zaman sadece kendini bir mücadeleden galip
ayrılan veya bir maçta takımına katkı yapan kişi olarak
mı algılamak gerek? Maalesef böyle bir tanımın muhatapları
bizler olduğumuz için, ülkede ki spor anlayışı tribünden
öteye gitmiyor. Her türlü etkinlikte ikinci planda kaldığımız
için, birileri oynar biz seyre dalarız. Başarılı veya başarısızlığı
birbirinden ayırt edememenin cereyan ettiği bir dön emde
hazımsızlık baş gösterir ve devamında malum olaylar.
Peki yeni bir
siyasi iradenin iş başına geldiği ülkemizde, sporun yapılaşması
nasıl olacak? Bugünlerde tartışılan ve cevap aranan en önemli
soru bu. Geçmiş dönemlerde merkeziyetçi bir yapının hüküm
sürdüğü süreçte, bir arpa dahi yol alınmadığı gözlenmiş,
yararlı olacak her türlü yaklaşım ve projede askıya alınması
sonucu zaman aşımına uğramıştı. Göreve gelen AKP, bu
çizginin ötesine geçmenin ilk sinyallerini, sandık başına
gitmeden seçmenlerine vermiş idi. Parti bildirgesinde yer
alan spor hizmetlerinin yerel yönetimlerine bırakılacağı,
spor kulüplerine daha fazla kaynak ayrılacağı, bedensel
engelliler için özel projelerin uygulamaya koyulacağı gibi
faydalı projeler gösteriyor ki Tayyip Erdoğan ve ekibi
sosyal, ekonomik ve diğer alanlarda olduğu gibi spor alanında
da insanlarımızın taleplerin karşılamakla kalmayacak, mevcut yapının mükemmelliğe ulaşılması için gayret
sarf edilecekler.
Bu
tür sevindirici gelişmelerin, icraat safhasında iş sadece
siyasi yönetime düşmeyecek tabii. Böyle meşakkatli bir
projenin içinden çıkmanın en kestirme yolu, herkesin spor
ve sporu sevme adına üzerine düşeni yapması. 0-21 yaş
arası 25 milyon gencin yaşadığı ülkemizde, geleceğimizi
daha sağlam temeller üzerine inşa etmek istiyor isek buna
mecbur olduğumuzu unutmamak gerek.... (10.11.2002)
|
|