Antalya pazarı...

Antalya isimi düne kadar, turizm ticaretinin merkezi olarak benimsenirdi. Bugün ise bu şehrimiz, futbol takımlarımıza ev sahipliği yapmakla ‘ün’ saldı. Kim, nereden, nasıl keşfettiği konusunda bir belirsizlik olsa da, kesin ve net olarak bilinen bir gerçek var ki o da Antalya esnafı bugünlerde oldukça şen. Bu tablo, her sezon olduğu gibi bu sezonda futbol takımlarının kamp yeri olarak bu bölgeyi  seçmesinden kaynaklanıyor.

Geçtiğimiz yıl 400 takımın konakladığı yerde, bu sezon rakamlar 800’ün üzerine tırmanıyor. Bunun bir başka izahı; Bir takımda ortalama 35 kişi ve kamp dönemi en az 10 gün olsa, ortaya yuvarlak ve parlak bir hesap çıkarmakta; takımların bırakacakları para  20 milyon Euro. Otel işletmecilerinin ‘ölü sezon’ dedikleri dönemde, boş olan yatak sayılarının doluluk bakımdan en üst seviyeye çıkması, işletmecilere ‘ticaretin ben böylesini severim’ dedirten türden.

Takımların, Antalya’yı tercih etmesinin bir çok nedeni var. Hatırlanırsa, önceki dönemlerde devre arası geldiğinde takımlarımız kendilerine kamp yerleri arar, ideal bir yer bulan ise elle gösterildi. Bu hususta genellikle, yurt dışı tercih edilirdi. Gidilen yerin önceden ‘keşfi’, yeterli olmuyordu. Gidilip görülmesi,  aynı bölgede, daha başka hangi takımların kamp yapması  ‘tercih’ sebebi olurdu. Deyim yerinde ise iki güzellik bir arada olmalı idi. Tabii bu da kolay olmuyordu. Kilometrelerce kat edilen yorucu seyahatlar, geçicide olsa ortama uyum ve benzeri sorunlar. Antalya bölgesinde ise böyle bir problem yaşanmıyor. Nedeni ise, yaklaşık 700’ü aşkın  takımın burayı tercih etmesi. Bu sayede, daha önceden planlanan antrenman ve hazırlık maçları doğrultusunda, hesapta olan planları uygulamaya koymanın daha kolay ve şansa sahip olunmaktadır.

Kamplarda hazırlık maçları büyük değer taşır. Bir teknik adamın, ekibinin gücünü görmesi ile ‘doğru’ orantılıdır. Antalya’da kamp yapan bir takım bu ayrıcalığa da sahip oluyor.  Dünyanın dört bir tarafından bu bölgemize akın eden yerli ve  yabancı isimler, devre arasını rahat  bir ortamda geçirmekten memnun kalmış olmalılar ki rakamlar her sezon katmerleşiyor.

Daha çok isimin bir arada olduğu zaman dilimin transfer ayına denk gelmesi, Antalya’yı bir başka tercih sebebi kılıyor. Öyle ya, ilk yarı bitmiş , istenilen performansa bağlı olarak takım içinde bazı mevkilere oyuncu gerekli. İşte burada, yönetici ve menecerler devreye girer. Futbolcular için önemli bir ‘pazar’ niteliği taşıyan  böyle bir ortamdan, kendilerine pay çıkarmaya çalışırlar. Gerçekleştirilecek özel maç ve organizasyonlarda, gözler bir çok futbolcunun üzerinde olacak. Onlar, transfer borsasında, ismi duyulmamış yıldızları keşfetmek için, haklı olarak,  tetikte bekleyecekler. Bunu gerçekleştirirken de efsane Başkan İlhan Cavcav’ın kulaklarını çınlatmadan edemeyecekler. 

Yazımızın başlığı, haklı olarak kaleme alınan konunun içeriğini oluşturuyor. Bugünlerde Antalya’da yaşanan hareketlilik, hep şu soruyu akla getiriyor; bugüne kadar nerelerdeydiniz? İşin ilginç yanı, yabancı ülkelerin temsilcilerimiz bu bölgeyi bizden önce keşfetmiş olmaları. Ve ne gariptir ki, halen kamp için tercihini yurt dışından yana kullanan takımlarımızda  (Galatasaray) yok değil! Bunun da bir açıklaması olsa gerek. Acaba, sarı-kırmızılı ekip vasatı aşamayan isimlerle yapacağı hazırlık maçlarında dahi ‘gözden’ ırak mı olmak istedi! Dileriz, Dünya üçüncüsü olan  bir ülkenin bu şehrini göz ardı etmenin bir başka izahı vardır...04.01.2003

Gürel ARSLANDAĞ 

Geri  

Gözler potada  28.8.2002

Basketbol esintisi 10.9.2002

Beklentiler boşa 30.9.2002

    Ülker  yeni bir Şampiyonlık peşinde 05.12.2002

Kendi kaleminden 

Gürel ARSLANDAĞ  

1970 yılında İstanbul’da doğdum. İlk-orta ve lise tahsilimi İstanbul Esenler ilçesinde tamamladım.

Sporla tanışmam ortaokul yıllarıma denk gelmektedir. Beden Eğitimi Öğretmenimin teşviki ile katıldığım okullar arası atletizm yarışların da yer almak,   sporda ki geleceğimle ilgili yelpazenin oluşmasına neden oldu. Atletizm yarışlarında sonunda sporun insan için vazgeçilmez bir hayat kaynağı olduğuna kanaat getirdim.

Orta okul son sınıfta ilgi duyduğum Basketbol branşını daha yakından takip etmeye başladım. Bu zevkli uğraşıyı gidebildiği yere kadar götürme kararı aldım. 

Her çaba veya uğraşın mutlaka geriye dönüşü olduğunu Marmara Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulu’na girdiğimde daha iyi anladım. Çünkü, Beden Eğimi Öğretmenimin beni doğru yönlendirmesi ortaokul-lise ve hemen ardında Üniversitede yer alıp ve başarı sağlamam neden  oldu.

Hayat tecrübelerle doludur. Anlamlı bir söz vardır ‘Yolu spordan geçen herkesle’ evet herkesle bu sitede sahip olduğum değerleri paylaşmak için bulunuyorum.

Şimdilik Basketbol branşını kaleme alacağım. Fakat zaman gelir bu  atletizm veya voleybolda olabilir.

Spora dostlukları pekiştiren evrensel bir bağ olarak gördüğüm ve beklenen skor sitesinin de temel kaynağı,  sporu sevmek-sevdirmek olduğu için;

Şimdi birlikteyiz.

Bu vesile ile sizleri dostluk-barış-spor adına tekrar selamlıyor, baki kalacak nice birliktelikler diliyorum.