|
Türk
sporu ve yabancı hayranlığı
Ne
hikmetse
,
milletçe
dünya
sporunun
veya
sporcularının
bizden
erişilmeyecek
kadar
üstün
olduğu
kanaatini
benimsemiş
gibiyiz. Bunun
sonucu
olarak da
gereksiz
ve
aşırı
bir
hayranlık
tutkusuna
kapılmışız.
''Yabancı
hayranlığı
'' tutkusu
sadece
sporda
değil
tabi..
Hemen
hemen
her
alanda
'' yabancı '' müptelâsı
olmuşuz .. Polisiye
dizilerinde
,
Türk
polislerinin,
amerikan
polislerine
özendirilmesi
gibi.
Halbuki
gerçekte
,
motorlu
timler
olan
yunuslarımız ,
Amerika
dan
bile
gösteri
teklifleri
almaktadırlar.
Giyim
- kuşamda ,
yırtık
kodları
giymek ,
zincirli
deri
montları
giyinmek ,
Amerikan
traşı ,
İtalyan
traşı
vs.
gibi
şeyler
özentilerimizden
bazıları... Bu
hastalığın
temelinde
politika
ve
kültür
ithali
yatıyor... Osmanlının
son
dönemleri
ve
cumhuriyetin
başlarında
dünyaya
acılan
devlet
adamları , bilim
adamları
ve
aydınlar
,
ülkemize
teknoloji
fen
ve
bilim
dalında
getirmeleri
gereken
yeniliklerin
yerine
avrupanın
siyasetini
ve
kültürünü
getirmeleri
bu
günkü
yabancı
hayranlığın
ana
nedenidir.
Haliyle
bu
hastalık
sporada
bulaşmıştır .
Yıllardır
bu
hastalığın
etkisiyle
olsa
gerek
bir
türlü
hayran
duyulacak
bir
Türk
çıkaramadık
ama
bu
tabunun
bir
şekilde
yıkılması
gerekiyordu.
Nitekim
toplum
olarak
her
gecen
gün
daha
iyi
bilinçleniyoruz .
Anladık
ki
bizlerde
avrupalılar
gibi
bir
insanmışız.
Artık
bizimde
dünyada
yıldızlarımız
olmalıdır. Yani
dünyanın
özenebileceği
Türklerde
olmalıdır...Ki
var . Mahallede
top
oynayan çocuklar artık
birbirlerine
Maradona , Ronaldo
yada
Zidan
diye
lakap
takmıyorlar. Okan , Emre ,
Hakan, Hasan
Şaş ,
İlhan
Mansız
yada
Rüştü
gibi
bir
cok
yıldız
adı
sayıyorlar...
Her
alanda
dünya
arenasında
en
az
bir
adamımız
var.
Futbol
elçimiz
Hakan
Şükür ,
dünya
halter
şampiyonu
Naim
Süleymanoğlu ,
dünya
judo
şampiyonu
Selim
Tatar ,
dünya
bilardo
şampiyonu
Semih
Saygıner ,
dünya
tae-
kwon-do
şampiyonu
Bahri
Tanrıkulu ,
dünya
kick
boks
şampiyonu
Serkan
Yılmaz ,
dünya
güreş
şampiyonu
Hamza
Yerlikaya ,
dünya
karate
şampiyonu
Haldun
Alagaş,
dünya
boks
şampiyonu
Sinan
Şamil
Sam
ve
basketbol
elçimiz
Hidayet
Türkoğlu
gibi
bir
çok
yıldızımız
var.
Hatta ,
duvarda
işaretlediği
bir
yeri
topla
vuracak kadar
yetenekli
Metin
Oktayımız
,
tarlada
çift
süren
öküzlerin
boyunduruğuna
girip
tarla
sürerken
idman
yapan
efsanevi
güreşçimiz
Koca
Yusuf,
4500
mekik
çekebilen
Urfalı
rekortmen
Gani
hocamız
ve
eşine
ancak
filmlerde
rastlayabileceğimiz
,
tekme
ölçme
aletini
parçalayan
ünlü
döğüşcü
Sadık
Oflu
gibi
başarılı
insanlarımız
var.
Ama
bir
şeyimiz
yok ..CNN ‘
nimiz
yok...
CNN
televizyonu
olanların
tüm
dünyaya
gösterdikleri
marifetli
insanlarıda
var
tabi.
Mesela
1 dk
da
55
solucan
yiyen
adam ,
mesela
bir
kerede
ağzına
50
sigara
alan
adam
gibi...
bunların
ne
insanlığa
faydası
var
nede
kendilerine , ama
dünya
bunları
tanıyor.
Geçtiğimiz
aylarda
Vietnam
ın
bir
adasında
bir
Türk
sporcu
tüm
dünyaya
istiklal
marşımızı
dinletti
fakat
ülkemizde
yayın
yapan
30 ’ a
yakın
basın
- yayın
organından
sadece
2 - 3
tanesi
ayrıntılarda
yer
verdi.
Medya
gercekten
cok
önemlidir ,
bir
sporcuya
ne
kadar
zor
bir
görev
düşüyorsa
medya
ve
taraftar
kitlesinede
o
kadar
çok
iş
düşüyor.
Hayranlık
sadece
çok
başarılı
olmaya
bağlı
değildir
aynı
zamanda
çok
tanınmaktır.
Bu da
ancak
medya
ile
olur ..
Maalesef
medyamızın
ilgisizliği
yüzünden ,
ülkemizde
ki ,
dünyaya
bedel
Türkleri ,
dünya
kamuoyu
tanımıyor ..
Halbuki
dünyada
en
iyi
reklam
aracı
spordur.
Bunun
en
yakın
örneğini
haziranda
japonya da
gördük.
Eğer
bizler
başarılı
sporculara
gereken
ilgi - alaka
ve
desteği
gösterirsek
kesinlikle
onların
Türkiye
de
ve
dünyada
hayranlık
kitlesi
artacaktır.
Sporcuya
düşen
görev
çalışmak,
devlete
düşen
görev
desteklemek ,
medya
ya
düşen
görev
tanıtmak
olduğu
sürece
,
dünyanın
en
iyi
basketçisi ,
dünyanın
en
iyi
futbolcusu ,
dünyanın
en
iyi
güreşçisi
ve
dünyanın
en
iyi
döğüşcüsü
de
Türkler
olur. Çünkü
TÜRK
SPORCUSUNDA
İNANÇ ,
İMAN
VE
GEREKLİ
OLAN
KUDRET
DAMARLARINDA Kİ
ASİL
KANDA
MEVCUTTUR.
|
|